20 Ekim 2021 Çarşamba

Prof. Dr. Orhan Oğuz Anısına


Bugün, hem ülkemiz hem Eskişehirimiz hem de Eskişehirsporumuz için çok kıymetli bir büyüğümüzü, Prof. Dr. Orhan Oğuz’u ebediyete yolculadık. Böylesine değerli bir insanın aramızdan ayrılması üzücü ama onun gibi bir büyüğümüzün, yıllarca yanı başımızda olması da bir o kadar değerli diye avunuyorum. Hepimiz zamanı gelince, bazılarımız zamanından önce buralara elveda diyeceğiz. Unutmayın, her birimiz geride bıraktıklarımız kadar değerliyiz. Prof. Dr. Orhan Oğuz, bize çok büyük emanetler bıraktı. Keşke bizler de onun kadar eser bırakabilsek. Kimi medya organları onu eski Milli Eğitim Bakanı olarak, kimi Marmara Üniversitesi’nin kurucusu olarak tanıtıyor. Onun yaptıklarını ne kadar saysalar da, hepsini anlatamazlar. Bunlardan biri de Eskişehirspor. 

Prof. Dr. Orhan Oğuz, Eskişehirspor’un kuruluşunda yer alan üç güzide kulüpten biri olan Akademi Gençlik’in kurucusu ve başkanıydı. Çünkü Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ni kuran kişi Orhan hocaydı. Üniversite yıllarımda, minibüsten inerken, “Akademi’de inecek var” derdim. Bizim akademi dediğimiz yer sonradan kocaman bir üniversite olmuştu ama halk hala AKADEMİ demeye devam ediyordu. Orhan Hoca, Akademi’yi kurarken şöyle demiş;

"Biz bu okulu salt bilim üretmek için kurmadık. Eskişehir'i sanat ve sporla geliştirmek, gayelerimiz arasında birinci sırada gelmektedir."

Orhan Hoca, bu sözü söyledikten bir süre sonra, o günlerde asistanı olan öğrencileri profesör oldular, bazıları Anadolu Üniversitesi’nin rektörü oldu, bir tanesi de hala şehrin Belediye Başkanı. Anadolu Üniversitesi’nde okumaya hak kazandığımda, hem dedem hem babam, Anadolu Üniversitesi içindeki ormanlığın nasıl oluşturulduğunu anlattığında şaşa kalmıştım. Öyle bedavadan sınıf geçmek yok. O günlerde zayıfı olan öğrencilere ceza olarak fidan diktirirlermiş. Gidin Google Earth’den Anadolu Üniversitesi’ne yukarıdan bakın, oradaki yeşillikler, işte o bütünlemeye kalan, zayıf not alan öğrencilerin diktiği fidanlardır. Ama asıl mesele kimin diktiğinden ziyade kimin diktirdiği. Şehrin akciğerleri Akademi’nin bağrında yetişmiş ama kimin yaptığını bilen çok az.

2002 yılında yayınlanan “Top Bir Dünyadır” derleme kitabında, Prof. Dr. Fethi Heper (artık hoca mı desem, kral mı desem bilemedim) "Türk Futbolunda Devrim Yaratan Eskişehirspor Efsanesinin Başlangıcı" makalesinde, Akademi Gençlik’in Eskişehirspor’a katılma aşamasında Akademi’de yapılan toplantıyı anlatıyor. Kendisi o günlerde Akademi Gençlik'in santraforu. Prof. Dr. Orhan Oğuz, tüm takımı ve hocaları kütüphanede topluyor. Şehrin gelişimine etki eder, esnaf daha çok kazanır, şehrin ekonomisine katkı olur diye ortak bir görüşte birleşilince Akademi Gençlik, o gece Eskişehirspor’a katılma kararı alıyor. Hani hep deriz ya, o efsane kadronun neredeyse tamamı okumuş çocuklardı diye. İşte hep Orhan Oğuz yüzünden.



20 Mayıs 1965 akşamı, Eskişehir Ticaret Odası toplantı salonunda, Eskişehirspor kurulsun diye çaba gösterenlerin başında Prof. Dr. Orhan Oğuz da vardı. O akşam Eskişehirspor kurulsun diye çırpınan Prof. Dr. Orhan Oğuz ve onun gibiler sayesinde doğum günümüz 19 Haziran 1965’dir.

Akademi Gençlik, Eskişehirspor’un üç yıldızından biridir. Akademi Gençlik’in yıldızının içinde ise koskocaman bir yıldız vardır, görünmez. Görün, bilin, hissedin isterim. Hayal edin, şöyle yıldız içinde kocaman bir yıldız. Turuncu olan. (Reklamcılar kırmızı kullanıyor fazla renk olmasın, masraf artmasın diye) O yıldızın adıdır Prof. Dr. Orhan Oğuz. Kimileri farkında olmasalar da, Eskişehirspor logosunu göğsümüzde taşıdığımız sürece, Orhan Oğuz’u da göğsümüzde taşımaya devam edeceğiz. (İdman Yurdu-lacivert/ Yıldıztepe-Yeşil)

Bize kazandırdığın eserler için teşekkürler Orhan hocam. Senin kurduğun Akademi’den mezun bir öğrencin, kuruluşunda başrol aldığın kulübün bir taraftarı olarak umuyorum ki, oralarda bir yerlerde görüşürüz de, gelir yine ellerinden öperim.

 ***

Daha önce de yazdım, yine yazıyorum. Akarbaşı’nda Şehitlik önünden her geçtiğimde teybin sesini açarım. İsterim ki, ruhları dinlesin huzur bulsun. Umarım benim arkamdan da birileri bunu yapar.   

Şarkı diyor ki;

bu hayatta yaşayacak bir şey bulmalısın.

çünkü karanlık bir çağrı geldiğinde

daha önce olduğun yere geri döneceksin

çünkü bu hayat bir rüya kadar kırılgan ve

hiç bir şey asla gerçekten

göründüğü gibi değil.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder