3 Temmuz 2021 Cumartesi

Güzel Kızım

Başlangıçta çok acı çekiyordum ama bir süre sonra tüm vücudum uyuşmaya başlamıştı. Ayakta duracak halim kalmamıştı;  kendimi yere bıraktım, gözlerim kapanmaya başladı. Dünyam yavaş yavaş kararmaya başlamıştı.

Gözlerimi kapattığımda ilk hatırladığım, küçükken çok güzel bir evde yaşadığımdı. Annem, babam, kardeşim diye sandığım insanlar beni çok seviyorlardı. Evin küçük kız çocuğuydum. Onlarla türlü oyunlar oynuyor, koşup eğleniyorduk. Sonra anlam veremediğim şekilde kendimi yapayalnız, şehrin dışında bir yerlerde bulmuştum. Kilometrelerce yol yürüyüp şehre döndüm ama evimi, ailemi bulamadım. Daha önce şehrin bu caddelerini hiç görmemiştim. Hem açlıktan hem de susuzluktan tükenmiştim. Bir çöp birikintisi içinde, yarım kalmış hamburger ile bir şişe su bulmuştum. Onları mideye indirince, yorgunluğun da etkisiyle orada uyuyakalmıştım. Sabaha karşı gelen çöp arabasının sesine irkilip kalktım. Çöpleri toplayan işçilerden biri bana tekme atmaya çalıştı ama koşarak uzaklaştım. Şehrin caddelerinde yürürken, etrafıma bakıyordum. Sanki bambaşka bir dünyaya uyanmıştım. Bir gün önce harika olan hayatım bir anda değişmişti. Çaresizce hayatta kalmaya çalışıyordum. Derdimi anlatmak istediğimde herkes benden kaçıyordu. Acıkmaya başladığımda gittiğim ilk yer çöplük oluyordu. Orada iyi kötü bir şeyler bulabiliyordum. En azından açlığımı bastırabiliyordum. 

Yine bir akşam, çöp tenekelerinin önünde çaresizce beklerken, karşıdaki restoranın içinden çıkan orta yaşlardaki bir kadın, elindeki siyah poşeti çöpe attıktan sonra bana doğru gelerek diğer elindeki poşetten çıkardığı yemeği uzatmıştı. 

-Bunu senin için getirdim kızım. Hadi ye.

Güzel kokudan başım dönmüş şekilde, bana getirilen yemeği yemeğe başladım. Kadın, ben yemeğimi yerken gülümseyerek restorana geri dönmüştü. Hızlıca yemeğimi yerken etrafımı erkeklerden oluşan bir grup çevirdi.  Önce, yemeğimi almaya çalıştıklarını düşünmüştüm ama gerçek amaçları farklıydı. 


O akşam hepsi defalarca benimle birlikte oldu. Bir süre sonra karnım şişmeye başlamıştı. Artık daha fazla susamaya ve acıkmaya başlamıştım. Restoranın arka tarafındaki çöplüğün içinden çıkmaya korkmaya başladım. Yemek bulabildiğim tek yer burasıydı. Restoranda çalışan kadın olmasa, halim daha fena olabilirdi. Nitekim bazı günler gelmiyordu. Onun gelmediği günlerde bulabildiğim başka yiyeceklerle besleniyordum. 


Günler sonra büyük bir sancıyla kıvranmaya başladım. Çöp tenekelerinin arkasındaki bir yere saklanıp, sessizce inlemeye başladım. Çocuklarım içimden teker teker çıkmaya başladılar. Onları öpüp kokladım. Günlerce yerimden kıpırdamadım, onları emzirdim. Artık öyle acıkmıştım ki, bir gece çöplerin çıkarıldığı saatlerde yerimden kalktım. Restoranın içinden çıkan kadın, beni görünce hızlı adımlarla bana doğru ilerledi. 

-Sen kaç gündür nerelerdesin kızım?


Ona gülümseyerek baktım ama diyecek tek bir kelime bulamadım. Benim için hazırladığı yemeği bana verdi. Yemeğimi yerken beni şefkatle sevmeyi ihmal etmiyordu. 

-Ah güzel kızım, sen çok güzelsin.


Yemeğimi daha bitirmemişken, çocuklarımın sesleri duyuldu. Onların yanından hiç bu kadar ayrılmamıştım. Belli ki çok korkmuşlardı. Hemen onların yanına döndüm. Bir süre sonra, beni takip eden kadınla yüz yüze geldik.

-Aman tanrım, bu harika bir şey. Güzel kızım sen anne mi oldun?


O geceden sonra benim için getirdiği yemeklerin öğünleri artmaya başlamıştı. Artık çocuklarımı sevmesine de izin veriyordum. 

-Bu böyle olmaz güzel kızım. Senin için daha sağlıklı bir ortam yaratmalıyız. Sen merak etme, ben seninle ilgileneceğim.


O gece hayatımın en umut verici gecesi olabilirdi ama son gecem olacağını hiç beklemiyordum. Önce çöp kamyonu geldi. Çöp kamyonundan inen adam, beni ve çocuklarımı görüp, diğer çöpçü arkadaşlarına haber verdi. Tüm gücümle bağırsam da, çocuklarımı alıp gittiler. Sadece bir tane evladım saklanmayı başarmıştı. Sabaha karşı onu bulduğumda hemen memelerime sarıldı. Karnı çok acıkmıştı ve olanlardan haberi yoktu. O sırada, mahallenin çete üyeleri etrafımı sarmıştı. Biri kafamın üstüne bastırırken diğeri içime giriyordu. Memelerimden süt emen evladımı rahatsız etmemek için ses etmedim. Biri gidiyor, diğeri geliyordu. Sonra elimde kalan tek evladıma, paramparça edinceye kadar saldırdılar. Sabahın ilk ışıklarıyla, işlerini bitirip gitmişlerdi. Ben ise belimden aşağısını hissetmiyordum. Sürüne sürüne yolun kenarına kadar geldim. Arka tarafımdan kanlar akarken, yüreğimdeki kanamayı dile getirmekte zorlanıyordum. Nefesim ha kesildi, ha kesilecekti.


Hayattaki tek dostum restorandaki kadındı. Restorana doğru süründüm. Kapının açılmasını bekledim. Bir süre sonra restorandan başka bir kadın çıktı. Beni görünce çığlık attı.

-Duygu Ablaaaaaa, Duygu Ablaaaaaaa

Bana günlerdir yardım eden kadının koşarak geldiğini gördüm. Beni gördüğünde orada yığılıp bayılacak gibi oldu. Kendini toplayıp, bana doğru eğildi. Kafamı ellerinin arasına alıp okşamaya başladı. 

-Sana bu kötülüğü kim yaptı be kuzum. Ah benim güzel kızım.


Beni severken arkadaşlarına seslendi. Cebinden çıkardığı kartı arkadaşlarına uzatarak rica etti.

-Bu benim arkadaşım. Kendisi veterinerdir. Onu arayın da, hemen gelsin.

Başlangıçta çok acı çekiyordum ama tüm vücudum uyuşmaya başlamıştı. Artık göz kapaklarımı açık tutacak bile gücüm kalmamıştı. Dünyam yavaş yavaş kararmaya başlamıştı.

Yere bağdaş kurup, beni kucağında seven Duygu, benimle birlikte birden ayağa kalktı. 

-Durun, aramayın. O şimdi uyuyacak.


Sonra kafamı severek konuşmaya başladı.

-Hadi güzel kızım, artık uyu. Uyu ki, rüyaların elinden tutup seni gökyüzüne götürsün ve acılarından kurtarsın. Hadi güzel kızım, uyu. Hadi güzel kızım, uyu canım benim.

Duygu’ya minnetle son kez bakıp, gözlerimi kapattım ve hemen rüyaya daldım. Küçüktüm ve çok güzel bir evde yaşıyordum. Annem, babam, kardeşim diye sandığım insanlar beni çok seviyorlardı. Evin küçük kız çocuğuydum. Onlarla türlü oyunlar oynuyor, koşup eğleniyorduk. Duygu’nun dediği gibi, rüyalar elimden tutup beni gökyüzüne götürüp, acılarımdan kurtarmıştı.

***

Mersinliler dışında kimse anlamaz belki ama şimdilerde Mersin'de yaşayan çok sevdiğim bir Buluklu var.  Hikayede adı geçen Duygu, işte O Buluklulardan biri. Hikayelerdeki kahramanlara sevdiklerimin isimlerini vermeyi çok seviyorum. Çünkü onlar benim gerçek hayattaki, gerçek kahramanlarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder