5 Mayıs 2021 Çarşamba

Deli

İlkokul…

Ankara Teğmen Kalmaz İlkokulu…

Teğmen Kalmaz kimdir, sonunda anlatacağım.

Okulun bahçesinde teneffüslerde futbol oynardık. Topumuz olmadığı için çakıl taşından bir topumuz olurdu. Küçücük bir taşı top yapar, bahçedeki herkes de o taşı almak için uğraşırdı. Ben taşı alamadığımda gider başka bir taş bulur, “heeeeeyyy top burada” diye bağırırdım. Çağrıyı duyanlar benden tarafa koşar, gerçek top yer değiştirirdi. Elmastan bile kıymetli olan bir çakıl taşı anında değersizleşir, sıradan başka bir çakıl taşı elmas gibi değerleniverirdi. O çakıl taşları, o günden beri “zamanında benim peşimden ne koştular be” diye torunlarına anlatıyorlar olsa gerek.

Bir de, top sanki benim ayağımdaymış gibi rol yapardım. Olmayan bir çakıl taşını, ayağımla vura vura sürükleyerek peşinden koşar, en az 10 kişi de benim arkamdan koşardı. En eğlencelisi de, olmayan çakıl taşına hızla vurarak, onlarca çocuğun olmayan bir taşın arkasından koşturmasını izlemekti.

Askerdeyken, yazıcısı olduğum bölümün komutanı malulen emeklilik başvurusu nedeniyle ara ara hastaneye yatıyordu. Malulen emekli edilecek olmasının nedeni deli olmasıydı. Bu yüzden bazı tetkikler yapılıyordu.

-İyi de komutanım, siz deli değilsiniz ki?

-Olur mu kardeşim, bak burada raporum var.

Doktorların, hastaneye yatanların gerçekten deli olduklarını onaylamaları için kurdukları tuzaklar vardı. Komutan bunları biliyordu. Bana deli olmanın şartlarını anlattı. Deli rolü yaptığında nasıl anlaşılacağını, gerçek deli ile deli rolü yapanların farklarını öğretti. Doktorlar, hastanedekilerin deli olup olmadığını yaptıkları testlerle ölçüyorlardı. Bu testlerden biri de, hastane koridorunda yapılan futbol maçlarıydı. Kıran kırana maçlar oluyormuş. Bu maçları doktorlar açısından ilginç yapan tek şey ise, ortada herhangi bir topun olmamasıymış. Doktorlara göre maça dâhil olup, olmayan topun peşinde koşanlar deli, maça katılmayanlar deli rolü oynayanlar oluyorlarmış.  

İlkokulumuza, 27 Mayıs 1960’da şehit olan Asteğmen Ali İhsan Kalmaz’ın adı verilmiş. Olmayan bir topun peşinde koşan Teğmen Kalmaz İlkokulu bahçesindeki çocuklardık. Olmayan bir topun arkasından koşturan deliler olarak, 60 yıl sonra bile yeni açılan okullara, vatanı için hayatını kaybedenlerin adını vermeye devam ediyoruz. Ya, daha tam deliremedik ya da zırdeliyiz.  Mesele şehitlerin adını okula vermek değil, şehit vermek.

Çocuklarımızın daha güzel bir dünyada, şiddetten, nefretten uzak, sevgi ve şefkatle büyütülerek, olmayan bir topun peşinde kahkahalarla gülerek koşturması ümidiyle, vatanı için hayatını feda eden tüm şehitlere saygı ve hürmetle.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder