15 Şubat 2021 Pazartesi

Aç Gözlerini

Daha küçücük bir kız iken felsefeye ilgi duymaya başlamıştı. Üniversitede felsefe bölümünü kazandığında dünyanın en mutlu insanı olduğunu düşünüyordu. Bölümü birincilikle bitirmişti. Hocaları, yüksek lisans yapması konusunda ısrarcıydılar. Yüksek lisansı bitirdi ve bu sefer de, doktora için ısrarcı oldular. O sene doktora öğrencisi olarak son yılıydı ve artık tezini vererek doktor olacaktı. Tez konusu olarak spiritüalizmde reenkarnasyon konusunu seçmişti. Danışman hocası konuyu onayladı ve ona görüşmesi için bir isim verdi.

-Bu adamla bir görüş. 

-Kim bu hocam?

-Görmüş, geçirmiş birisi diyelim. Tezinle ilgili sana çok yardımı dokunacağına inanıyorum. Gerisini onunla görüştükten sonra anlarsın.

Tez hocasının verdiği isim ve adres garipti. Sadullah Usta, oto sanayi sitesi 54/A. 

Oto sanayi sitesine gitti. Adresteki dükkânı bulup, içeri girdi.

-Merhaba, Sadullah Usta ile görüşmek istiyorum.

-Arabanız mı vardı hanımefendi?

-Yok, ben şey. Kendisiyle özel bir konu konuşacaktım da.

Konuştuğu adam onu aşağıdan yukarı doğru süzüp bağırdı.

-Sadullah Ustaaaaaa.

Ses gelmiyordu ama adam ona gözleriyle tecavüz etmeye devam ediyordu. Birkaç saniye sonra yine bağırdı.

-Sadullah Ustaaaaa. Misafirin var.

İçeriden gelen ses ile mutlu olmuştu.

-Buraya gönder, aracın altındayım gelemem.

Adamın kafasıyla işaret ettiği yere doğru giderken, adamın onu arkasından gözetlemeye devam ettiğini hissediyordu. Sadullah Usta’nın adını söyleyerek seslendiğinde, “buradayım” cevabını aldığı araca doğru yöneldi. Aracın yanına geldiğinde durdu ve yine seslendi.

-Sadullah Ustaaaa.

Sadullah Usta, aracın altından kafasını uzattığında, karşısında ince uzun bacaklı, mini etekli, gözlüklü, uzun saçlı, esmer ve deyim yerindeyse afet gibi bir kadın duruyordu. Topuklu ayakkabıları ile oralara ait olmadığı her halinden belli olan kadına doğru seslendi.

-Buyrun.

-Merhaba, ben Esma. Beni size Profesör Haldun Bey yönlendirdi.

Sadullah, aracın altından hızlıca çıkarak ayağa kalktı. Ellerindeki yağı bir beze silerken Esma’nın gözlerine aşağılarcasına bakıyordu. Esma, bu bakışlar yüzünden kendisini çırılçıplak gibi hissederek utanmış ve kafasını öne eğmişti. Sadullah, Esma’nın çenesinden tutarak yukarı kaldırmıştı. 

-Uzun süredir seni bekliyordum. 

Esma, kendisine dokunulmasından rahatsız olarak bir adım geri gitti.

-Uzun süredir mi?

-Yani Haldun Hoca bahsettiğinden beri. 

-Evet, bana tezim için yardımcı olabileceğinizi söyledi.

-Merak etme sana yardım edeceğim. Bu akşam bana gel, sana her şeyi anlatacağım.

Esma, daha yeni tanıştığı bu adamın evine gidip gitmemekte kararsızdı. Diğer yandan onu öneren hocasıydı. Kendisini ona güvenmek zorunda hissediyordu. Sadullah, bir kâğıda adresi yazıp Esma’ya uzattı. 

-Saat 20:00’de seni bekliyor olacağım. 

Esma, Sadullah’a baktı, adamın bakışlarında pis bir gülümseme vardı. Kendisine uzatılan kâğıdı alıp, hiçbir şey söylemeden arkasını dönüp yürümeye başladı. Az önce kendisini gözleriyle okşayan adamın önünden geçti. Adam onu arabasına binene kadar bakışlarıyla takip etti. Dükkânın kapısına kadar gelip, Esma ile göz göze geldiler. Esma, kendisine bakan bu adamın gözlerinden uzaklaşmak için aceleyle kontağı çevirip oradan uzaklaşmaya başladı. Giderken dikiz aynasından bakıyordu. Adamın, dükkânın önüne çıkıp hâlâ, uzaklaşan arabasına doğru baktığını görünce bir anda içi ürpermişti. 

Esma, saat 20:00 olduğunda, Sadullah’ın dairesinin zilini çalmıştı. Kapı açıldığında Sadullah’ın üzerinde artık işçi tulumu yoktu. Sadullah’ın üzerinde sadece bir havlu vardı ve uzun saçları ıslaktı.

-Hoş geldin. Kusura bakma duştan yeni çıktım. Sen içeri geç, ben üstümü giyinip geliyorum.

Esma, ilk defa geldiği daireden içeri adım atar atmaz, buranın bir tamirci ustasının evinden çok daha lüks olduğunu gördü. Duvarlardaki tablolar, salondaki ses sistemi, yerdeki el dokuma halılar. Köşede duran bir masanın üzerinde de pahalı bir viski duruyordu. Viski şişesini eline aldığında Sadullah’ın sesiyle irkildi. 

-Şu anda viski için uygun bir zaman değil ama seans sonrası ihtiyacın olacağını garanti ederim.

Esma, seanstan neyi kastettiğini anlamamıştı.

-Ne seansı?

-Regresyon yapmayacak mıyız? Sen yoksa başka bir nedenle mi buraya geldin?

Esma biraz şaşırmış vaziyette elindeki viski şişesini yerine koyarak cevap verdi. 

-Elbette, regresyon için buradayım. Hadi başlayalım.

Sadullah eliyle bir koltuğu işaret etti. Esma, kendisine gösterilen koltuğa oturup, çantasındaki not defterini ve kalemini çıkardı. Sadullah, not defteri ve kalemi görünce müdahale etti. 

-Bu akşam bunlara ihtiyacın olmayacak.

-Neden? Konuyla ilgili konuşacağımızı düşünüyordum. 

-Hayır konuşmayacağız, sana hepsini göstereceğim. Ben önceki hayatımda kim olduğumu biliyorum. Sen biliyor musun?

-Hayır, daha önce hiç regresyon seansı yaşamadım.

-Öğrenmek ister misin?

-Bilmiyorum, bunun gerçekliğini hala sorguluyorum. Siz önceki hayatınızda kimdiniz?

Sadullah, arkasındaki yastığı düzelterek Esma’yı süzdü. Hiç konuşmadan ona doğru bakıyordu. Esma da bundan rahatsız olarak tekrar sordu.

-Önceki hayatınızda kimdiniz?

-Bu sorunun cevabını sana söylerim ama inanmazsın? O yüzden sana göstermek zorundayım.

-Siz söyleyin, belki inanırım.

-Peki, söyleyim. Ben senin sevgilindim.

Esma, ifadesiz olarak Sadullah’a bakarken, birden kahkaha atmaya başlamıştı. Gülmesinin şiddeti azalınca söze girdi.

-Beni yatağa atmak için çok daha iyi bir neden bulabilirdiniz?

Esma, ayağa kalkıp kapıya doğru yöneldiğinde Sadullah sakince konuştu.

-Profesör Haldun da benim abimdi. Sen benden önce onun sevgilisiydin. Üstelik ikimizi idare ederken evliydin. Kocanı aldatıyordun.

Esma, bir anda olduğu yerde kalakalmıştı. Kendini toparladığında geriye dönüp sordu.

-Bunları nereden biliyorsun?

-Sana göstermem için bana gönderildin. Geçmişi görmek istiyorsan şu koltuğa otur ve dediklerimi yap. İstemiyorsan gidebilirsin.

Esma, bir an duraksamış olsa da, kalktığı koltuğa yeniden oturmuştu. Sadullah, onun yanına geldiğinde, yeni doğmuş geyik yavrusunu ele geçirip, pençelerinin arasında oynayan yetişkin bir çita gibi onun ellerini tutmuştu.

-Gözlerini kapat ve rahatlamaya başla. 10, 9, 8, 7… Derin bir nefes al ve yavaşça bırak. Nefesine odaklan, aldığın her nefesle daha da rahatlayacaksın. 6, 5, 4… Eğer herhangi bir anda geri dönmeye karar verirsen, yapman gereken tek şey gözlerini açmak. 3, 2, 1, 0… 

Esma, derin regresyona girdiğinde, önceki hayatındaki gerçekleri görmeye başlamıştı. Adı Victoria idi. Julian adında bir sevgilisi vardı. Ancak Julian’ın kumar ve alkol alışkanlıkları vardı. Bir süre sonra Julian’ın kardeşi Edward ile ilişkiye girmeye başlamıştı. Ancak Edward, onu Julian kadar mutlu edemiyordu. Tekrar Julian’a dönmeye karar verdiğinde Edward buna çok kızmıştı. Edward, Victoria’yı ve abisi Julian’ı öldürmüştü. Cinayet mahallinde abisi Julian’ın, Victoria'yı öldürdükten sonra intihar ettiği süsünü vermişti. Böylece Edward, hem Victoria’dan hem de abisi Julian’dan intikamını almıştı. Derken Esma gözlerini açtı. Bir süre gözleri kocaman açık şekilde, yarı şok vaziyette etrafına bakındı. Sonra yavaş yavaş kendine gelmeye ve ağlamaya başladı.

-İyi misin Victoria?

Esma kendisine Victoria diye seslenilmesinin nedenini artık biliyordu. Sadullah devam etti.

-Sana demiştim, not defteri ve kaleme ihtiyacın yok.

Esma kendisine gelir gelmez sordu.

-Sen Edward’sın değil mi?

Sadullah gülerek cevap verdi.

-Evet, ben Edward’ım. Abimden sonra benimle birlikte oldun. Benimle oldun sonra abime döndün. Bunun bedelini sana ödettim ama yine ödeyeceksin. 

Sadullah, son cümlesini bitirince koltuğun altından büyük bir bıçak çıkardı. Esma’ya doğru yaklaşırken, Esma çaresizlikle yalvarıyordu.

-Yapma ne olur, bırak o bıçağı.

Sadullah, son hamlesini yapmadan önce, Esma elleriyle gözlerini kapatmış ve kaderine razı olmuşçasına yerine mıhlanmıştı. Saniyeler içinde hayatının sonlanacağını düşünürken, hiçbir şey olmamıştı. Ağır bir şeyin yere düşme sesi dışında da bir ses duymamıştı. Ellerini gözlerinden çekince karşısında Profesör Haldun’u görmüştü. Sadullah ise yerde hareketsiz yatıyor, kafasından süzülen kanlar el işlemesi halının üzerine yayılıyordu. Profesör elindeki çekiçle Esma’ya doğru yaklaştı.

-Senin yüzünden kardeşim tarafından bir kere öldürüldüm. Şimdi de kardeşimi öldürmek zorunda kaldım. Bu işi artık burada bitirmemiz gerek. Seni şu anda burada öldürmem gerek Victoria. Yoksa bundan sonraki hayatlarımda seni kovalamak zorunda kalacağım.

Esma, kendisini öldürmek üzere olan birinden daha yeni kurtulmuşken, bir diğeri karşısına dikilmişti. Profesör, elindeki çekicin sivri tarafını çevirip, Esma’ya doğru hareketlendiğinde bir el silah sesi duyuldu. Esma, silah sesinin yarattığı gürültüyle yerinden sıçradı. Profesör, un çuvalı gibi yere düşünce arkasındaki adamı gördü. Esma, tüm bu olanlar yüzünden titriyordu. Adam, elindeki silahı kemerine sokup, Esma’yı oturduğu koltuktan kucaklayarak daireden dışarı çıkardı. Dışarıdaki bir kamyonetin içine oturttuktan sonra hareket ettiler. Esma, onu tanıyordu. Oto sanayide, Sadullah’ın çalıştığı dükkânda onu gözleriyle yiyip bitiren adamın ta kendisiydi. Onu neden kurtarmıştı, hiçbir anlam verememişti. Son bir çabayla sordu.

-Sen kimsin?

-Merak etme Victoria, her şey yoluna girecek. Artık hepsi bitti. Şimdi gözlerini kapat ve dinlen. 

-Sen benim kocamsın. Nicholas sensin.

-Evet Victoria, evet sevgilim, artık güvendesin.

Esma, yaşadığı şokun etkisiyle kendisinden geçmek üzereydi. Gözleri yavaşça kapanmaya başladı. Başı yana doğru devrildi. Geçip gittikleri caddelerdeki dükkânların neon ışıkları bile göz kapaklarından içeri sızamıyordu.

Sonra bazı sesler duymaya başladı. Birisi onun adını söyleyerek telkinde bulunuyordu.

-Aç gözlerini Victoria.

Gözlerini açtığında karşısındaki kendisini psikolog olarak tanıttı. Psikoloğun arkasında ise Nicholas duruyordu. Kocasını gördüğünde ağlamaya başlamıştı. Nicholas yanına gelip elini tutunca konuştu.

-Özür dilerim Nicholas. 

-Victoria sevgilim, her şey için seni affediyorum. Artık bitti.

Victoria, kocasının yüzünü bir eliyle severken, Nicholas’ın gözleri büyüdü ve ağzından kan gelmeye başladı. Bir süre sonra da olduğu yere düştü. Nicholas yere düşünce arkasındaki psikolog görünür hale geldi. Psikolog, elindeki kanlı bıçağı temizliyordu.

O anda aklına, kendisine son regresyonda söylenen söz geldi; “Eğer herhangi bir anda geri dönmeye karar verirsen, yapman gereken tek şey gözlerini açmak.”

Victoria, psikoloğun bıçağıyla üstüne doğru hamle yapmasından hemen önce gözlerini açabildiği kadar açtı.

***

Dream Theater’ın “Scenes From A Memory” albümündeki şarkılardan esinlenerek yazılmış bir hikâyedir. Bırakın hikâyeyi, bunun filmini yapsınlar yine de albüm kadar haz vermez. Adamlar öyle bir albüm yapmışlar ki, her şarkı dizi film gibi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder