10 Şubat 2020 Pazartesi

Hayalcibaşı

Son dublenin, son yudumundan sonra kalkıp yatayım diye düşündüm. Gerçi henüz uykum gelmemişti ama sabah erken kalkılacaktı. Yatağa yatmadan son bir şarkı dinleyeyim dedim. İşte gece orada uzamaya başladı. 

Şarkıyı dinlerken bir şey hissettim. Sözlerinden midir, şarkının söylenme biçiminden midir bilmiyorum ama çok samimi geldi. "Yahu ben bu şarkıyı niye hiç dinlemedim" diye söylendim. Şarkıyı söyleyen kadının kim olduğuna bakayım dedim. Ankara Ayrancı'da doğmuş. "Hımmm" dedim, "yan mahallenin kızı." Konservatuarda Şan bölümünü okumuş, sonra gidip Hukuk Fakültesi'ni bitirmiş. Sonra Konservatuarda yüksek lisans yapmış. Sonrasını okuyunca başım dönmeye başlamıştı. Müzik kitapları, şiir kitabı, öğretmenlik, müzikal oyun yazarlığı, konserler. Karşımda kendisini, hayallerini gerçekleştirmek için savaşan hayalcibaşı diye tanıtan bir soprano vardı. Açtığım sayfada şöyle bir hikaye anlatmaya başlamıştı.

-3 yaşındaydım. Evimizin girişinde bir oda vardı. Karanlık bir oda. O oda beni çok korkutuyordu. Oyun oynarken, yatağa yattığımda o oda aklıma geliyordu. Anneme babama söyleyemiyordum. Karar verdim, o odayla savaşacaktım ama kapının koluna boyum yetişmiyordu. Bir gün anneciğim mutfakta yemek yaparken kapının aralık olduğunu gördüm. Bütün cesaretimi toplayıp, karanlık odadan içeri bir adım attım ve nefesimi tuttum. Karanlık beni çok korkutmuştu ama savaşmalı ve yenmeliydim. Aksi halde hayatımın sonuna kadar bu korkuyla yaşamak zorunda kalacaktım. Bir süre sonra karanlık beni korkutmamaya başladı. Nefes alış verişim yavaşlamıştı. Sonra annem geldi, "ne yapıyorsun burada" diye. Çok mutluydum, karanlıkla savaşmış ve onu yenmiştim. Hayatım boyunca da hep bildim ki, kolaylıklar zorlukların yanıbaşındadır. Eğer bir karanlık varsa muhakkak savaşılmalıdır.

Şarkıyı döndüre döndüre dinlemeye devam ediyordum. Saat iyiden iyiye ilerlemişti. Sosyal medyada o haberi görene kadar hiç sorun yoktu. Mesajı okuyunca yaşlar istemsizce yanaklarımdan süzüldü.  Bir saattir hakkında bilgi topladığım, öğrendikçe daha fazla sayfada araştırdığım yan mahallenin kızı Ayça Nur Kip, bir süredir kansermiş. Sosyal medyadaki mesajda onu kaybettik yazıyordu. 

Kısa hayatı boyunca, hayallerini gerçekleştirmek peşinde olan bu harika kadın, kendisini anlattığı  konuşmasında şöyle soruyordu; "hayallerinizi gerçekleştirmek, hangi kurda ne kadar eder?" Umarım peşinde koştuğu tüm hayallerine kavuşmuştur.

Bu şarkıda beni çeken neydi artık biliyordum. Şarkı diyor ki, "son nefesimde sen yanımda ol yeter." Bu sözleri sadece hayatının son günlerinde olan biri bu kadar duyguyu vererek söyleyebilirdi.

Hayat adil bir yer değil. Adil olsaydı, bu yazı böyle bitmezdi. Ruhu huzur bulsun.

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder