1 Eylül 2018 Cumartesi

Yeni Değil Yeniden ESKİŞEHİRSPOR

Bu blogda ilk defa, blogun takipçilerinden biri tarafından yazılan bir yazı yayınlanıyor. Henüz ortada bir sonuç yokken gönderildi. Bize de yayınlamak düştü. Ömer Uçar'ın yazısı.

***

Yin yang nedir bilir misiniz ? İsim olarak olmasa da aslında o simgeyi görünce hatırlayacağınız ; hani her beyazın içinde bir siyah, her siyahın içinde bir beyaz olan tamam şimdi dediğiniz bir öğreti. Çince’de Yin gölgeli veya karanlık taraf anlamına gelir. Yang ise güneşli veya aydınlık taraf demektir. Çin felsefesinde ise Yin Yang ; karanlık ve aydınlık, negatif ve pozitif gibi anlamlara gelir. Başlıkla alakası ise bugün Eskişehirspor taraftarının hislerine ayna olmasıdır. Aslında görünürde 3 hafta, yakın zamanda 3 yılda gerçekte ise 53 yılda yaşadıklarının bir birikimidir. Bugün Eskişehirspor taraftarı için yıl 2018 olarak, 30 Ağustos’un ertesi olarak ya da transferin son günü olarak hatırlanmayacak. Bugün kimileri için bir bitiş kimileri içinse başlangıç olarak tarihteki yerini alacak.
    
Hava sıcak, can sıkılmış, balkondaki hafif rüzgarın esintisiyle bazılarımız içiyor bazılarımız içine atıyor Eskişehirspor’un derdini kendimize dert ediyoruz. Başka biri görse deli deme cesaretini gösterecek bu can sıkıntısını bizim gibiler normal karşılıyor. Belki de onların normalliği bize delilik geliyor ama söylemiyoruz. Bitti mi sorusunun cevabını her defasında farklı versek de aslında bitmediğini çok iyi biliyoruz. Yarın maç olduğunu, haftaya da olacağını, seneye de olacağını hep olacağını bildiğimiz halde bu soruyu soruyoruz yine de. Kaza yapan sürücülerin travmayı atlatmaları için çok yakın zamanda araba kullanmalarını söylemek ne ise bugün de bizim bitmediği gerçeğiyle uyumamız aynı şeydir. Eğer bugün bitmiş gibi uyursak yarın gerçekten kaybetmiş olacağız.
     
Yin yang sadece bir giriş değildi bu yazı için. Yaşadığımız o karanlıktaki beyaz, bizim tertemiz, saf, karşılıksız duyguları simgeliyor. Her şartta var olabilen ve bugün daha da anlamlı olan, ayakta kalmamızı sağlayacak tarifi imkansız o duygular. Bu kadar siyahın içinde beceriksiz hırsız sahtekar yöneticinin ortasında beyaz kalmayı başarabilen kıskanılacak hisler. Zaten bu davaya hep geride başlamış ama yine de pes etmemiş o hissettiklerimiz olmasa nasıl ismimiz geçtiğinde bizden efsane olarak bahsedilirdi. Öyle ki futbolla ilgisi olmayan biri televizyonda zap yaparken Eskişehirspor ismini duyduğu anda geri gelebilir miydi ? Eskişehir isminin geçtiği yerde Eskişehirspor, Eskişehirspor’dan bahsederken tribün konu olur muydu sohbete ? Yıllardır sahalarda kaybettik, yenildik ama ölçüyü hep tribün olarak aldık. Zor kazandığımız şeyleri basit kaybetmek, işte gerçek son bu olur.
    
Şimdi ne olacak ? Evet Eskişehirspor küme düşecek. 1 değil 2 değil belki de BAL’a kadar yolu olacak. Yetmezse Süper Amatör... Battıkça o sevgi daha da artacak. Kimin şüphesi var ki bundan ! Önüne yeni gelmeden yeniden doğacak. ESkisi gibi ESecek ve birilerine inat hep var olacak. Bizler zaten futbolu Eskişehirspor var diye sevmedik mi ? Büyüklerimizden Fethi Nihat Ender’i dinleyerek alt liglerde ESESli olmadık mı ? Tuttuğumuz takımı televizyonlardan değil radyodan, internetten değil teletext’den bulmadık mı ? Göte minder sesleriyle o betonda yer kavgası etmedik mi ? Koltuksuz yer için oraya kombine almadık mı ? Bunları biz yapmadık biz yaşamadık mı ? Yine yaparız gerekirse yine yaşarız. Bizim hiç İstanbul ve memleket diye 2 takımımız olmadı. Tesadüfen değil gerçekten bir takım tuttuk ve ilk aşk diye hep onu yaşattık. Şimdi öldü diyorlar ölse de yaşayacağını bilmiyorlar. Canlı gözlerin gördüğü sevgiyi HD ile savunuyorlar. Maçı gireceği sınava tercih eden öğrencilere, torunuyla maça gelen dedelere, Eskişehirspor için Kur’an okuyan ninelere, fıs fıs diye bilenen ilacını sokmak için kapıdaki güvenlik görevlileriyle kavga eden amcalara gerçek sevgiyi anlatmaya çalışıyorlar. Anlatmayın kardeşim. Bizim öğrettiğimiz şeyleri bize anlatmayın.
    
O yüzden bugün belki karanlığın dibinde olsak da o beyaz nokta bizi yaşatacak tek şey. Futbolcu, lig, maç her şeyi kaybedelim ama onu asla. Gidiyoruz ama and olsun geleceğiz. Daha güçlü, eskisinden daha iyi. Geldiğimizde kim bilir kaç yaşında ve nerede olacağız. Hikayelerle büyüyen o çocuklar bugünü tebessümle anımsayarak hikaye anlatacak. O gün geldiğinde öldü sanılan Eskişehirspor daha sağlam bir şekilde emin adımlarla bilgili yöneticilerle düzgün adamlarla ama aynı ruh aynı coşku aynı aşkla ESkisi gibi ESmeye devam edecek.


***

 Blogun tarzı olarak yazıyı bir şarkıyla bitirelim. Şarkı ; ‘sahip olduğumuz şeylere tutunmamız gerektiğini, bunu yapsak da yapmasak da bir şey fark etmediğini çünkü birbirimize ait olduğumuzu aşkın da kendisinin de bu olduğunu’ söylüyor.   



Yazarın Notu: 
Bu yazıyı yazıp Bülent Abi’ye gönderiyorum ve yayınlayıp yayınlamayacağını bilmiyorum. Kendisine gerekçe olarak, her zaman biriyle konuşur gibi içimden gelen duygularımı döktüğümü söyledim. Blogun sıkı bir takipçisi ve yazının sonundaki şarkılara hayran, bazen şarkı da tavsiye eden biri olarak tabi ki bu yazının sonuna şarkı eklemek pastanın çileği olsa gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder