22 Haziran 2019 Cumartesi

Eskişehirspor Öncesi Eskişehir'de Futbol

Nicedir yazmak istediğim bir konuydu. Genelleme yaparsak, halkımız kitap okumayı sevmez, böyle bir alışkanlığı yoktur diyebiliriz. Bunun farkındalık eksikliği dışında tek bir açıklaması var. İnsanın kafasında türlü dertler varsa, mesela ev geçindirmek gibi bir derdi varsa, kitap okumaya odaklanamıyor olması anlaşılabilir bir neden olarak karşımıza çıkıyor. Bu yüzden refah seviyesi yüksek toplumlarda bu durum tam tersine işleyebilmektedir. Yıllarını düşünce suçlusu olarak hapishanede geçirmiş ve tanıdığım en çok kitap okuyan bir abimin söylediği sözü hiç unutmam. Bir gün arabayı park ettikten sonra kâğıt toplayan iki çocuk yanıma gelip para istediğinde, bagajı açıp onlara yazdığım kitaplardan birer tane vermiştim. Abimiz bana şöyle demişti; “insan karnını doyurmadan, kafasını dolduramaz.” Hak vermemek imkansız olsa da insanların karnını doyurmak hiçbirimizin tek başına başarabileceği bir konu değil. Ancak bilgiyi sonraki nesillere aktarabilmek için bir şansın varsa, bunu sonuna kadar kullanmalısın. Ben de şimdi öyle yapacağım.

Çok değerli araştırmacı Mehmet Yüce’nin üç ciltlik futbol tarihimizi anlattığı kitapları bu yazıda temel kaynağımızdır. Bu kaynak dışındaki kaynaklar yazıda ayrıca belirtilmektedir. Mehmet Abi, eski Türkçe, Osmanlıca ve yabancı belgelerle çok değerli bir çalışmayı ortaya koymuştur. Kitaplarında bunların hangi kaynaklar olduğunu görebilirsiniz. Toplamda 1564 sayfalık bu şaheserin içinden Eskişehir futbolunu cımbızlayarak sizlere aktarıyorum. Elbette kaynak bulunamayan zamanlar var ve eksik bilgileri özellikle yerel kaynaklardan tamamlayacak araştırmacılara ihtiyacımız vardır. Umarım bu yazı, bu amaçla birilerine ilham da olur.

Not: Aşağıda yer alan puan tablolarına bakınca bugünkünden farklı bir hesaplama olduğu gözüküyor. Galibiyet 3, beraberlik 2, mağlubiyet 1 puan olarak değerlendirilmektedir ve averaj hesabı atılan golün yenilen gole oranı olarak hesaplanmaktadır.





  
1900’lü yılların başında ülkenin içinde bulunduğu koşullarda, bir yandan işgal kuvvetleriyle mücadele ederken, futbolu dert etmek neredeyse imkânsızdır. Bunu başarabilen kulüpler olmuştur ancak Eskişehir’de bir futbol kulübü ile ilgili ilk bilgi 1921 yılına ait ve takımın adı Eskişehir Muhtelitleri. Muhtelit, karma demek. Türkiye İdman Mecmuası’nın haberine göre, 10 Haziran 1921’de Ankara’da bayramda oynanan maç Ankara Muhtelitleri’ne karşı, havanın aşırı yağmurlu olması nedeniyle yarımşar saatlik iki devrede oynanmış ve maç 1-1 beraber bitmiş. Bu maçın önemi  1913 yılından sonra şehirler arasında yapılan ilk müsabaka olmasıdır.

Bu noktada belirtmemiz gereken bir bilgi de, Zafer Koylu ve Melis Birgün’ün "Eski Bir Şehrin Hikayesi" kitabında 1921 yılında Eskişehir İdman Yurdu'nun, Kemalettin Sami Paşa tarafından kurulduğudur.

18 Mayıs 1923'de ise bu sefer Ankara İdman Yurdu, Eskişehir İdman Yurdu'nun daveti üzerine deplase olarak şehrimize geliyor. Bu maçın da önemi çok büyük. Çünkü bu müsabaka ile Ankara İdman Yurdu memleketin deplasmana giden ilk futbol kulübü oluyor. Bir süreli yayın marifetiyle ispatlanan, şehirler arasında yapılmış ilk kulüpler arası müsabaka bu maç oluyor. Maçı 5-0 kaybediyoruz ancak o yıllarda futbolun bambaşka anlamlar ifade ettiğini, mecmuada yazıları okuyunca çok daha iyi anlıyoruz. 



1924 Paris Olimpiyat Oyunları için Milli Takım oyuncularını seçmek üzere Antrenör William Billy Hunter tarafından Eskişehir'de müsabakalar tertip ediliyor. Bu maçların önemi de büyük. Çünkü bu maçlar, mıntıkalar arasında yapılan ilk turnuva özelliğine sahip. O maçlarda alınan sonuçlar ise şöyle oluşuyor.


Bu dönemde Anadolu’da futbol mıntıkaları kurulmaya ve Türkiye Futbol Birinciliği adıyla müsabakalar düzenlenmeye başlıyor. Eskişehir Mıntıkası 10 Haziran 1924’de  kuruluyor. Her mıntıkanın bir rengi var bizimkisi siyah. Eskişehir Mıntıkası’nın yöneticileri şu isimlerden oluşuyor; İsmail Hakkı, Hasan Aziz, Veli Cudi, Mehmet Hulusi ve Tahsin Bey. Mıntıkamıza mensup takımlar ise şöyle; Eskişehir Gençlerbirliği, Eskişehir İdman Yurdu, Lise Spor Birliği, Şimendiferciler Spor Yurdu. Şimendiferciler Spor Yurdu ismini görünce, Eskişehir Demirspor’un nüvesini oluşturan ilk takım karşımıza çıkıyor.

1924-25 yılında Eskişehir Mıntıkası, Eskişehir İdman Yurdu, Türk Işığı, Eskişehir Gençlerbirliği, Eskişehir Lisesi'nin katılımıyla çift devreli lig usulü ile gerçekleşiyor. Eskişehir İdman Yurdu şampiyon olarak Türkiye Futbol Birinciliği'ne katılmaya hak kazanıyor. Ankara İstiklal sahasında oynanan 04.09.1924'deki 1. tur maçında Beşiktaş'a 6-1 yenilerek eleniyor. 

Diyeceksiniz ki, iyi de bu maçlar nerede yapılıyordu? O zamanlarda Eskişehir'de iki adet futbol sahası var. Bunlar Şemsi Paşa Meydanı ve Tayyare Meydanı. Bunlar stadyum değil, futbol müsabakası yapılabilecek büyüklükteki düz çayır çimenlik alanlardır.

Eskişehir İdman Yurdu ve Ankara İdman Yurdu arasındaki maç ile yeniden başlayan şehirler arası müsabakaların 1921-26 listesi şu şekilde;







1926 Türkiye Futbol Birinciliği programına göre Eskişehir kulüpleri Orta Anadolu grubunda yer almakta. Maçlar Eskişehir'de 14 Mayıs 1926'da Ankara, Eskişehir, Uşak, Konya mıntıkaları arasında başlıyor. Hakem olarak ise Sedat Rıza Bey görevli.

Ankara İstiklal sahasında oynanan, 1927 Türkiye Futbol Birinciliği'nde 02.09.1927'de Eskişehir şampiyonu Eskişehir Tayyare Yurdu, ön eleme müsabakasında Giresun'u 14-1 yenerek başlıyor. 1. tur maçında 05.09.1927'de Konya İdman Yurdu'nu 7-0 ile geçiyorlar. Çeyrek finalde Bursa Işıklar Mektebi ile bir gün sonra karşılaşıyorlar ve maçı 1-0 kazanıyorlar. Yarı final maçı 09.09.1927'de ve rakip Ankara Muhafızgücü maçı 7-0 kazanıyor. Maçın ilk yarısı 4-0 bitiyor ve devre arasında bando mızıka gösterisi yapılıyor. 10.09.1927'deki üçüncülük maçında Balıkesir Karesi'ye 4-3 yenilen Eskişehir Tayyare Yurdu Türkiye dördüncüsü oluyor.

1927 yılında "Türk Ocağı Kupası" adıyla şehirdeki kulüpler arasında bir futbol turnuvası düzenlediği bilgisi var. (Kaynak:Zafer Koylu ve Melis Birgün’ün "Eski Bir Şehrin Hikayesi") Ancak bu tarihten sonra 1932'ye kadar hiçbir bilgi yok.
1932 yılında Eskişehir Demirspor, Işık Kulübü, Tayyare Kulübü, Eskişehir İdman Yurdu ve Hava Mektebi'nin iştirakiyle gerçekleşen Eskişehir Ligi'ni Tayyare Kulübü şampiyon olarak tamamlıyor. Türkiye Şampiyonası için gerçekleşen müsabakalar bölgesel olarak icra ediliyor. Eskişehir grup müsabakalarına Eskişehir, Ankara, Kütahya ve Bursa mıntıkaları katılıyor. Eskişehir Tayyare İdman Yurdu birinci olarak Türkiye Futbol Birinciliği'ne gitmeye hak kazanıyor.


İzmir Alsancak Stadyumu'nda oynanan maçlarda, şu sonuçlar alınıyor.





Burada bir noktayı farketmiş olmalısınız. Hakemlik müessesi henüz tesis edilmemiş durumda. Maçlarda tek hakem var ve bunlar başka takımlarda oynayan futbolcular.

1933 yılında Eskişehir İdman Yurdu mıntıka şampiyonu oluyor. O yıl Eskişehir Demirspor ligden çekilmiş. Bilecik mıntıkası ise Eskişehir Mıntıkası'na bağlanmış. O yıl Eskişehir mıntıkasında mücadele eden Tayyare İdman Yurdu'nun bir fotoğrafı şu şekilde;

Türkiye Futbol Birinciliği'nde ise Eskişehir İdman Yurdu şu sonuçları alarak eleniyor.



1934'de grup maçları iki defa tertip edilmiş. İlkinde Eskişehir İdman Yurdu şampiyon oluyor ama Türkiye Futbol Birinciliği'ne kimin gideceğinin belirlendiği müsabakalarda Eskişehir Demirspor şampiyon oluyor. 


Türkiye Futbol Birinciliği'nde ise Demirspor, 12.10.1934'de Kemal Halim'in yönettiği maçta Konya'da Çankaya'ya 3-2 yenilip eleniyor.



Türkiye Futbol Birinciliği'nde ise Eskişehir Demirspor şu sonuçların ardından Altınordu'ya eleniyor.


1936 yılına geldiğimizde ise Eskişehirli bir futbol kulübünün ilk uluslararası futbol müsabakasını görüyoruz. Ankara'da Macar takımı Bocskay ile yapılan dostluk maçını Eskişehir Demirspor 3-2 kaybediyor.


Bu maçlara ait bir anı da yerel bir gazetede şöyle yazmakta; (Kaynak:Zafer Koylu ve Melis Birgün’ün "Eski Bir Şehrin Hikayesi") 
"Demirsporla Türk Gücü arasındaki oyun her iki takımın akınları arasında devam etmiş fakat ikinci devrede Demirspor 1-2 galip bir vaziyette iken Türk Gücünün sahadan çekilmesiyle neticelenmiştir. Mamafi sahadan Türk Gücü mü çekildi yoksa hakem mi oyunu tadil etti bu cihette biraz şüpheli kalmıştır. Bu hususta futbol heyeti bir karar verecek lüzum görürse maçı tekrarlatacaktır."

Aynı yıla ait başka Demirspor’un karşılaşmaları hakkında Sakarya Gazetesi'nde şöyle bir anı var; (Kaynak:Zafer Koylu ve Melis Birgün’ün "Eski Bir Şehrin Hikayesi") 
Adana’da muvaffakiyetli maçlar yaparak dönen şehrimiz Demirspor takımı bu defa İzmirlilerin daveti üzerine iki maç yapmak üzere 21-4-1936 akşamı İzmir’e hareket etmiştir. Orta Anadolu  şampiyonu olan Eskişehir Demirspor futbol takımı ile Ege şampiyonu olan Altınordu ve Altay futbol takımının yapacakları müsabakaların pek heyecanlı olacağı muhakkaktır. 


1937'de Milli Küme başlıyor ancak hiçbir Eskişehir kulübü burada yer almıyor. Çünkü İstanbul, Ankara ve İzmir kulüpleri dışında hiçbir kulübün burada mücadele etmesine izin verilmiyor. Bir nevi keyfi bir üst lig yaratılıyor ancak bunu yaparken adil olmayan bir anlayışla yapılıyor. Bu uygulamayı yapanlara en güzel cevabı vermek için 3 yıl beklemek gerekecektir. Bu arada Milli Küme dışında, mıntıkalar arası şampiyona devam etmektedir.

1938 yılında İzmit grubunda İzmit İdman Yurdu ve Bursa Acar İdman Yurdu'nu eleyen Eskişehir Demirspor, Türkiye Futbol Birinciliği'ne katılmaya hak kazanıyor. Ve müsabakalar gözleri dolu dolu eden bir finalle sonuçlanıyor. İlk defa bir Eskişehir kulübü Türkiye şampiyonu oluyor. 



İşte o takım;




Ancak milli küme şampiyonunun, gruplar şampiyonundan daha üstün olduğu düşünülerek Türkiye şampiyonu payesi yerine Eskişehir Demirspor'a Gruplar Şampiyonu deniyor. Burada da görüyoruz ki, "1965'den beri bozuk düzene direniyoruz" pankartımızdaki 1965 rakamı hatalı.

Eskişehir Demirspor 1940 yılında mıntıkalar arasında düzenlenen gruplar şampiyonasında yeniden şampiyon oluyor. Milli Küme şampiyonu ile gruplar şampiyonu arasında Türkiye şampiyonluğu için final maçı düzenlenmesine karar veriliyor. 1940-41 sezonu öncesi 21 Eylül 1940 Cumartesi günü  Fenerbahçe ile Eskişehir Demirspor arasında oynanan maç golsüz berabere bitince, 22 Eylül 1940'da  ikinci bir maç yapılıyor. O maçı 3-1 kazanan Eskişehir Demirspor, Türkiye Şampiyonu oluyor.

İşte o takım;

 
(Kaynak:Zafer Koylu ve Melis Birgün’ün "Eski Bir Şehrin Hikayesi") 


(Kaynak:Anadolu Gazetesi) 

 Eskişehir Demirspor artık Milli Küme'de.


  


Demirspor, Beşiktaş'a yarı finalde elendi.

1941-42 sezonunda ise Tayyare Alayı, Eskişehir Gençlik Kulübü ve Eskişehir Demirspor'dan oluşan takımlarla Eskişehir Ligi düzenlenmiş. Bu sene adında İdman Yurdu olan tüm kulüpler birleşerek Eskişehir Gençlik Kulübü'nü oluşturmuş.

1944-45 sezonunda Demirspor, İdman Yurdu, Hava Okulu ve Tayyare Fabrikası Eskişehir mıntıkasını oluşturuyor. Öyle görülüyor ki, adında İdman Yurdu olan kulüplerin Eskişehir Gençlik adı altındaki birleşmesi artık geçerli değil.

1945 yılında Demirspor, Gruplar Şampiyonasını finalde kaybediyor.






1945-49 arası bir bilgi yok ancak 1947 yılına ait, Eskişehir Tayyare Fabrikası futbol takımına ait şöyle enfes bir fotoğraf var.













1953'de Eskişehir futbolundaki en önemli olay, Basri Dirimlili'nin Fenerbahçe'ye transfer olması gibi gözüküyor. Mehmetçik Basri, Eskişehir'de yetişip İstanbul'a giden nice futbolcumuzdan sadece ilki olacaktı.





1955 senesinde Eskişehir ülkenin 5 büyük şehrinden biriymiş. ESO, ETO, belediyemiz ve valiliğimize de buradan bir uyarı olsun.



Burada özellikle kestim. İfadeye dikkat; "memleket futbolunun beş kalburüstü kenti" deniyor.




1955-56 sezonunda Demirspor yine Eskişehir şampiyonu oluyor. 1958'de olduğu gibi.

1962-63 sezonunda Eskişehir Şekerspor çıkıyor piyasaya. Türkiye Kupası'nda Bursa Merinosspor'u 26.08.1962'de 4-1 yenerek tur atlıyor. 02.09.1962'de Kömürspor'a 2-0 yenilerek eleniyor.

1963-64 sezonu Türkiye Kupası'nda, 06.10.1963'de Ankara Havagücü'ne 2-0 yenilerek ilk turda eleniyor.

1964-1965 sezonunda sahne bu sefer Eskişehir Havagücü'nde. Türkiye Kupası'nda 06.09.1964 günü Denizli Karagücü'ne 3-1 yenilerek ilk turda eleniyor.

Zaman durmuyor, hızla akıp gidiyor. En sonunda geldik yazının en duygusal tarihine.
Yıl 1965. Şarkıda dediği gibi; "taşlık parkı, pazar çayları, renk renk gazinolar. Blue jean daha yeni yeni, sevda sarmış seni beni, dans dersleri, leblebili gazoz, yazlık sinemalar."
Ve Eskişehirspor kuruluyor.
Nasıl kuruluyor, kimler ne fedakarlıklar yapıyor, hepsi Özgür Topyıldız'ın kitabında anlatılıyor.  Yakın zamanları da çoğumuz biliyoruz zaten. Birkaç gün önce Eskişehirspor 55 yaşına adım attı. İşte Eskişehirspor, bu yazıda anlatılan Eskişehir Muhtelitleri ile başlayan o hareketin sonucudur. Bu güzel şehrin güzel insanları öyle bir kulüp yaratmışlar ki, Tokat Erbaalı Hasan Amca gibi daha nicelerini Eskişehirli olmadıkları halde Eskişehirspor'a sevdalandırmışlar. Şebinkarahisarlı ben gibi. Kendisini Eskişehir'in bir parçası olarak gören herkes, Eskişehirspor'un bugünkü zor günleri atlatabilmesi için, bu zor günleri yaşamasına neden olanları dışlayarak 1921'e geri dönmeli ve  Eskişehir Muhteliti'ni maddi ve manevi anlamda yeniden tesis etmelidir.

Yazıya kaynak teşkil eden eserlerde anlatılmasa da, bizim neslin çok iyi bildiği Eskişehir'in efsane amatör takımı Arsenal'e selam çakıp, Eskişehir futboluna emeği geçen gerçek spor insanlarına saygılarımla bitiriyorum.

***


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder