4 Aralık 2015 Cuma

Elveda Les Murison

19 Temmuz 2012. O gün Eskişehir'de olan St.Johnstone ve  Eskişehirspor taraftarları için çok özel bir gündür. O gün Eskişehir'de futbolun gerçek amaçlarından birinin hedefini bulduğu gündür.



O gün bir çoğumuzun maça giderken, maçın sonucunu önemsemediği bir gündür. Her iki taraf da, maç başlayana kadar geçen sürede, gerçek amaçlarına ulaşmış olarak stadyuma yürümüştü.



Les Murison o gün oradaydı. Belki bugün olduğu gibi tanımıyorduk. O gün hepsi konumuğuzdu. Hepsi ile tanışmadan sarılmıştık birbirimize. Her zaman ki gibi, Les'in elinde birası.




Les için o gün orada yaşananlar yeterli değildi. O günden sonra da gelmeye devam etti bu topraklara. Bizimle beraber, omuz omuza bağırdı tribünlerde. Daha geçen ay, Ankara'ya gelmişti. Hepimize hediyeler getirmişti.

Gecenin sonunda onu yanaklarından öptüğümüz için bize "ibne" bile demişti. Ona en çok sevdiğim İskoç grup, The Tartan Rascals'ın müziklerini dinletecektim. Zaman yetmedi. 4 Aralık 2015 günü karaciğer yetersizliğinden onu kaybettik.

Les, insanların birbirlerini sevmeleri için aynı takıma gönül vermemiz gerekmediğinin bir sembolüdür.

Les, insanların birbirlerini sevmeleri için, dil, din ve ırk birlikteliğine ihtiyaçlarının olmadığının bir sembolüdür.

Les, her birimizin birer ayna olduğunun ve ne kadar samimi olursak, karşımızdakinin de o kadar samimi olacağının bir sembolüdür.


Sevgili Janie, unutma, burada Ankara'da bir evin var.
Les, kalbimde büyük bir yerin var.


***

Les'e o gece bahsettiğim ve bir ara beraber müziklerini dinleyelim dediğim İskoç grup The Tartan Rascals'ın bir şarkısı ile bitirelim. Her ne kadar Pink Floyd'dan "Goodbye Cruel World" çalsa da içimde bir yerlerde.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder