10 Mart 2015 Salı

Gülümseyin


 

Beter'i bilir misiniz? Onun adı Metin Çokgezerler ama herkes "Beter" diye seslenirdi. Kimi sadece "Beter" derdi, kimi "Beter baba", kimi de "Beter abi". Bandırmaspor tribünlerinin, gelmiş geçmiş en fazla deplasman yapmış adamıydı belki de. Bandırmaspor evet. Aman canım sen de, kimin umurunda ki Bandırmaspor değil mi? Satmaz, okunmaz, para etmez, haber değeri taşımaz. Peki ya Beter tribünde hayatını kaybetti desem? Alkoliğin teki mi dersin yoksa serseri mi? Ya tanısaydın ne derdin?



Dün arabamı hastanenin biraz ilerisine park ettim. Hastane atıklarının konulduğu, metalden kapalı bir alan yapmışlar. Kapısı da var ama ardına kadar açık. İçinde ağzına kadar dolu iki tane büyük çöp torbası duruyordu. Hastane atıkları, insan sağlığını tehdit ettiği için normal şekilde çöpe atılamıyor. Kapalı bir yerde biriktiriyorlar ve belli bir noktadan sonra toplayıp çeşitli yollarla imha ediliyor. Bu kapalı alanın içinde yatağa benzer birşey vardı. Biraz daha yaklaştım, üst üste kartonların konulduğunu gördüm. Bu, kartonlardan yapılmış bir yataktı. Belli ki, evsiz bir vatandaşın sığındığı bir yuvaydı. Kendimi orada yaşamak zorunda kalan kişinin yerine koydum. Bu denli çaresiz olsaydım, nasıl birisi olurdum diye düşündüm. Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan birisi, nasıl iyi bir insan olarak kalabilir ki? Sonra Beter'i düşündüm. Dün onunla ilgili sosyal medyada yazılanları hatırladım. Herkes cümlesine şöyle başlıyordu; "KİMSEYE ZARARI OLMAYAN".

Beter'in de kaybedecek hiçbir şeyi yoktu ama koca bir halkın sempatisini kazanmıştı. Ufak yaramazlıklar yapıyordu ama kimseye zararı olmadan, yaşayıp gidiyordu. Tabii yaşamak buysa. Beter yokluk içindeki yaşamına rağmen Bandırma'nın sembol isimlerinden biri olmayı başarmıştı. Ben onun yaptığını yapamazdım. O herşeye rağmen gülmeyi ve güldürmeyi tercih etti.

Ben Çin Çukuru'nu bilmem. Çınarlı'yı, Livatya'yı bilmem. Sakallı'nın kokoreçinden hiç yemedim. Mendirekteki balıkçılara hiç gitmedim. Ama artık Beter'i biliyorum. Siz de bilin diye karalıyorum.

Bandırma-Gümüşhane arası 1200 km yol. Şampiyonluğa oynayan ve lider olan takımı için taraftar yollara düşüyor. Beter de her zaman olduğu gibi içlerinde. Fotoğraflarına bakıyorum. Yaşı size 50 civarı gibi geliyorsa da  gerçekte 41.





Maçın sonlarına doğru kalp krizi geçiriyor. Önce oturduğu koltukta uyuduğu düşünülüyor. Sonra hiç tepki vermeyince, tribünde yere yatırılıyor. Ambülans ile hastaneye kaldırılıyor. Maalesef hastanede hayatını kaybediyor. Bandırma tribünlerinin Beter abisi, Bandırma sokaklarının Beter'i, Vigi'nin (köpeği) en yakın arkadaşı kanatlanıp gidiyor.






Bandırma halkı, bu acı haber üzerine Beter'in oturma odasını yani Sevgi Yolu girişindeki bankı bir taziye yerine çeviriyor.


Lüleburgaz deplasmanı dönüşünde otobüste yanındaki taraftara;
-yıllar önce yine böyle bir deplasman dönüşü bakkaldan çikolata çalmıştım
Cebinden para çıkarıp uzatmış, belli ki rahatsız olmuş.
-Parasını sana vereyim de, helal olsun.


Beter, Gezi eylemlerinde en önde :)

Beter'in canı karpuz çekiyor.
-Hoşgeldin Beter abi, buyur.
-Ordan 1 liralık karpuz ver bakiim.
Karpuz'un kilosu 25 kuruş. Çocuk 4 kiloluk bir karpuz tartıyor. Biraz da fazla geliyor ama olsun Beter abisine ufak bir kıyak olsun diyor.
-Buyur abi.
Beter karpuzu alıyor.
-tut bakiim he he he
diyerek bozukluğu havaya fırlatıyor. Bozukluk karpuzların arasına düşüyor. Tezgahtar çocuk nasıl olsa karpuzlar satılınca alırım diye düşünüyor. Karpuzlar satılınca, bozukluğa ulaşıyor. Bozukluğu eline alıyor ve sadece 10 kuruş olduğunu görünce "ah be Beter abi" diye gülümsüyor.


Beter'e iç güzellik mi, dış güzellik mi önemli diye soruyorlar :)




 Beter, kulağında kulaklıkla, gözlerini kapatmış Bandırma meydanında elinde birası bir yandan demleniyor diğer yandan müzik dinliyor. Biri yanına geliyor,
-n'aber Beter, ne yapıyorsun ?
-Bandırma'yı dinliyorum, gözlerim kapalı.

Onun ardından sosyal medyada yapılan en çarpıcı paylaşım ise şu olsa gerek;






Hangi birimiz onun kadar yokluk içindeyken gülümseyebilir ve gülümsetebiliriz ?
Hangimiz koca bir şehrin sembol ismi olabiliriz ?
Hangimizin resmi, öldüğümüzde pankart yapılacak, tribünlere asılacak ?
Hangimizin mezarına taraftar arkadaşlarımız şampiyonluk kupası getirecek, hangimizin ?
Kaç tanemiz bir masal kahramanı olabileceğiz, kısa öykülerde ?
Hiç olmazsa ondan öğrendiğimiz şeyi yapalım. En zor zamanda bile gülmeye çalışalım.





***

Ekleme: Bu yazı yazıldıktan 1 sene sonra, Bandırmaspor şampiyon oldu ve 1.lige terfi etti. Hem de bir Gümüşhane maçından sonra. Sanırım artık huzurludur. Yüreğinde onun sevdasının aynısını veya benzerini taşıyanların yerine, gül rengi şarap, içilmez mi böyle günde diye diye şerefine kadehimi kaldırıyorum. Her ne kadar benimkisi anasonlu beyaz üzüm olsa da...


***



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder